------

Detoks Sadece Beslenmeyle Olmuyor



Prof. Dr. Yorulmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlıksız besinler, temiz olmayan sular, zararlı alışkanlıklar, hava kirliliği, ilaçlar, salon bitkileri ve diğer birçok yolla hür gün vücuda zararlı maddeler alındığını belirtti.

Kozmetik ürünler, elektrikli ve elektronik cihazların yanı sıra stres ve kötü beslenmenin vücudu hassaslaştırdığını, bedenin de faaliyetleri sırasında zararlı maddeler ürettiğini vurgulayan Prof. Dr. Yorulmaz, şöyle devam etti:

''Vücudumuz sağlıklı durumunu sürdürmek amacıyla ölünceye kadar karşılaştığımız ve bizi içten ya da dıştan etkileyebilecek zararlı maddelere karşı kendisini korumaya çalışır. Yani detoks vücudumuzun normalde de yürütmekte olduğu bir görevidir. Sağlıklı bir vücut karşılaştığı tüm zararlı maddeleri, olumsuz sonuçlara yol açmadan soluk verme, ter, idrar, dışkı, öksürük, aksırık gibi yollarla dışarı atarak kendisini korumaya çalışır. Bu konuda en ağır görev karaciğerimize ait olup, vücuda giren bu zararlı maddelerin yüzde 80 kadarını zararsız hale getirerek, birikmesine fırsat vermeden dışarı atılmaya hazır hale getirir.

Karaciğere yardımcı olmak üzere deri, akciğerler, böbrekler ve bağırsaklar da zararlı maddelerin atılmasını sağlayan organlarımızdır. Eğer bu organlarımızın çalışmasında bir sorun olur ya da bu organların baş edebileceğinden daha fazla zararlı madde vücudumuza girecek olursa, karaciğer ve diğer organlarımız bu kadar çok zararlı madde ile baş edemez ve zararlı maddeler vücutta birikerek ya hemen ya da bir süre sonra kas eklem hastalıkları, kanser, kalp ve damar hastalıkları, mide bağırsak hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, şeker hastalığı, karaciğer, böbrek, pankreas, akciğer gibi organlara ait hastalıklar, kısırlık, bağışıklık sisteminin zayıflaması ile bulaşıcı hastalıklara daha kolay yakalanma gibi sağlık sorunlarına yol açmaya başlar.''

Bu hastalıkların hayattan zevk alınmasını ve hayatı güzel yaşamayı engelleyen, hatta erken yaşta ölüme yol açabilen sorunlar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yorulmaz, ''Hamilelerde biriken zararlı maddeler anne karnındaki bebeğe zarar vererek ölü doğum, düşük, yeterince gelişmemiş bebek, erken doğum ya da bebeğin hastalıklı doğması gibi sorunlara yol açabilirler'' dedi.

KÖTÜ HABERLER DE ZARARLI

Gün boyu karşılaşılan, hoş olmayan insan ilişkileri ile şiddet içeren kötü haberlerin de diğer zararlı maddeler gibi vücuda zararlı etkilere yol açtığını vurgulayan Yorulmaz, insanların, sağlıklı biçimde doğal besinlerle beslenerek, sağlıklı davranışlar edinerek, diğer insanlarla iyi ilişkiler kurarak, işini severek yaparak ve iş dışında eğlenceli bir uğraş edinerek vücuttaki zararlı maddelerden kurtulabileceğini söyledi.

Bu amaçla, detoks için yapılması gerekenleri anlatan Yorulmaz, çok geç vakte kadar uyanık kalmadan gece ortalama gece 7-8 saat uyku uyunması gerektiğini, eğer mümkünse gece uykusuna ek olarak öğleden sonra da 1 saat uykunun çok yararlı olacağını ifade etti.

''SAĞLIK İÇİN BESLENME VE SPOR ÇOK ÖNEMLİ''

Doğru nefes almanın zararlı maddelerden kurtulmada çok önemli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Yorulmaz, her gün mutlaka hiç olmazsa yarım saat tempolu biçimde yürümenin çok faydalı olacağını, vakit varsa ve sağlık izin veriyorsa her gün 1 saat koşmak, yüzmek gibi yürüyüşten daha ağır bir egzersiz yaparak ter atılabileceğini kaydetti.

Terin, vücuttaki zararlı maddeleri uzaklaştıran en önemli madde olduğunu belirten Yorulmaz, şunları önerdi:

''Sağlıklı beslenme detoks için vazgeçilmez bir konudur. Bu amaçla, mutlaka mevsim meyve ve sebzelerini çok iyi yıkadıktan sonra bolca tüketmeliyiz. Mümkün olduğu kadar katı yağlardan kaçınmalı zeytinyağı başta olmak üzere sıvı yağları tercih etmeliyiz. Rafine gıdalar yerine tam buğday unundan yapılmış ekmek gibi doğal ve lifli gıdaları tercih etmeliyiz. Kızartmalardan ve turşu, salam, sosis, sucuk, pastırma, konserve balık ve et gibi tuzdan zengin besinlerden uzak durmalıyız.

Ağır yağlı yemeklerden, hamur tatlılarından kaçınmalıyız. Alkol, sigara gibi alışkanlıklardan derhal vazgeçmeli; sigara içilen ortamlara girmemeli, ev içinde asla sigara içilmesine izin verilmemelidir. Mutlaka temiz ve çok soğuk olmayan suları içmeliyiz. Asla şebekeden gelen sıcak suyla çay ya da yemek yapmamalıyız. Gazlı içecekler, abur cubur, donmuş gıdalar gibi fabrikasyon besinlerden kaçınmalıyız.''

Prof. Dr. Yorulmaz, besinleri mümkün olduğunca evde hazırlamaya özen gösterilmesi ve zorunlu olmadıkça dışarıda yemek yenmemesi gerektiğini de kaydederek, ''Asla içeriğini iyi bilmediğimiz besin maddelerini ucuz diye almamalıyız. Kaliteli olduğunu bildiğimiz markalardan vazgeçmemeliyiz'' dedi.

Banyo yapmanın, vücuttaki zararlı maddeleri atmak için en faydalı araçlardan biri olduğunu dile getiren Yorulmaz, ''Mutlaka haftada kışın en az 2 ve yazın en az 3 kez doğal olan zeytinyağı sabunu ile vücudumuzu ovalayarak çok sıcak olmayan bir su ile banyo yapmalı, banyodan çıkmadan banyo suyundan daha soğuk, ancak çok soğuk olmayan bir su ile durulandıktan sonra banyodan çıkmalıyız. Her banyo sonrası mutlaka pamuklu sentetik malzeme içermeyen temiz çamaşır giymeliyiz. Sağlıklı giysiler ve ayağımıza uygun ayakkabılar giymeli, ayakkabıları temizlemeden ev içine almamalıyız'' diye konuştu.

Her gün ayakların ve saçların yıkanması, haftada bir de tırnakların kesilmesinin hijyen için çok faydalı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yorulmaz, şunları kaydetti:

''Mümkün olduğu kadar doğal olanlardan ve az kozmetik ürün kullanmalı, ev kokuları gibi sentetik maddelerden kaçınmalıyız. Ev içinde soba, mangal, şömine dumanı, kokulu mum gibi maddelerden kaynaklanan gazlardan kaçınmalıyız. Asla hekim tavsiyesi olmadan, bir başkasının tavsiyesi ile ilaç kullanmamalıyız. Böcek ilaçları kullanacaksak, evde olmadığımız zamanları tercih etmeliyiz. Çocuklarımıza yaşlarına uygun ve sağlıklı oyuncaklar almalıyız.

Kafamızdaki zararlı düşünceleri, canımızı sıkan olumsuzlukları, günlük stresleri uzaklaştıran zevk aldığımız bir hobi, bir uğraş edinmek ruhsal iyilik sağlayacak en önemli araçtır. Stresi azaltmak ruhsal iyiliği sağlamak üzere, dostlarla arkadaşlarla hoşça vakit geçirmek için çaba gösterilmeliyiz. Böylece hem vücudun ve beynin gerginliği giderilir hem de vücut daha sağlıklı biçimde çalışarak zararlı maddeleri daha kolay uzaklaştırabilir, hastalıklara karşı direncini geliştirebilir. Unutulmamalıdır ki, sağlık için çaba göstermek geleceğe yatırımdır.''

0 Comments:

Post a Comment