------

Cinler Herşeyi Bilir mi?



Günümüzde cinci ve bakıcı adı altında bir takım soyguncular türedi. Evlenemeyenler, işi bozulanlar, eşi ile geçinemeyenler, eşyası çalınanlar, gönül darlığında, sıkıntıda olanlar ve inanç zayıflığından bunalımda olanlar bu sapıkların kapılarında sürünüyorlar.

Dinimizde, gaybı (gizliyi) yalnız Allah bilir. Peygamberler kendilerine vahiy yolu ile bildirilmeyen gaybi olayları bilemezler.

Hazreti Yakub peygamber olduğu halde çok sevdiği evladı Yusuf'un kuyuda olduğunu bilemedi.

Peygamberimizin devesi kaybolmuştu. Sahabeler arayıp bulamadılar. Allah'ın izni ile Cebrail geldi, devenin yerini ve yularının çalılara takılı olduğunu söyleyince gidip buldular.

Bir sefer dönüşü verilen istirahat molasında Hazreti Aişe'nin gerdanlığı kaybolmuştu. Peygamberimiz ve sahabeler aradılar, bulamadılar. Hareket etmek üzere develer ayağa kalkınca, aranılan gerdanlık Hazreti Aişe'nin devesinin altından çıktı.

Peki cinciler cinlerin vasıtası ile gizli şeyleri bilemezler mi?

Cinler halk arasında çok aşırı abartılmış olmalarına karşın, gerçekte çok küçük ve aciz varlıklardır. Ayrıca, Peygamberimiz hem tüm insanların ve hem tüm cinlerin Peygamberidir. Ebubekir'ler Ömer'ler peygamberimizin sahabeleri olduğu gibi, o zaman iman eden cinler de Peygamberimizin sahabeleri idiler. Eğer cinler gizli şeyleri bilselerdi, Peygamberimiz kaybolan eşyaları onlara sorar ve istihbarat işlerinde onlardan yararlanırdı.

Bir gün camiye giderken, genç bir din kardeşim ağlayarak yanıma geldi. "Kayın pederim, kayın validem ve kayın biraderim eşimi ve çocuğumu alıp götürmek için evime geldiler ve eşyaları toplamaya başladılar" dedi. Yardımcı olabilme ümidi ile evine gittik. Bizi çok soğuk karşıladılar. Oturup birkaç kelime konuşmaya güçlükle razı edebildim. Kayın valide söze başladı:"Kızımın evlendiği üç sene oldu ve bu arada bir de torunumuz dünyaya geldi.

Ancak bir seneden beri kızımın içinde aşırı sıkıntı var. Hemen üç bakıcıya gittim, üçü de kızıma büyü yapıldığını ve bunun da kocasının yakınları tarafından yapıldığını söylediler." "Peki" dedim. " Büyü yapıldığını ve hem kimler tarafından yapıldığını bildikleri halde, neden yapılan büyüyü çözemediler?" " Çözmek için çok uğraştılar, çok muskalar verdiler ve ben de dünyanın parasını harcadım ama, karşı taraf sürekli tazeliyormuş" dedi. Yüzlerine baktım, ne desem inandıramayacaktım. Kayınbiradere döndüm: " Allah rızası için, anneni ve ablanı hemen arabana bindir ve annenin daha önce gittiği ve sözlerine kesinlikle inandığı o üç bakıcıya birlikte gidin. Sakın daha önce gittiğinizi söylemeyin. Birinci bakıcıya, ablanın kız olduğunu, isteyenlerinin olduğunu, ama bir türlü evlenemediğini söyleyin. Hiç düşünmeden hemen ablana büyü yapılıp kısmetinin bağlandığını söyler.

İkinci bakıcıya, ablanın evli olduğunu, ancak çocuğunun olmadığını söyleyin. O da hemen büyü hikayesini uydurup rahminin bağlandığını söyler. Üçüncü bakıcıya, ablanın altınlarının çalındığını söyleyin. O da yakınlarınızdan filan eşkalde kişilerin çaldığını söyler. Eğer, inandığınız o üç bakıcı, ablanın evli olduğunu, bir çocuğunun bulunduğunu ve altınlarının çalınmadığını bilip, ancak kocasının yakınları tarafından büyü yapıldığını kesinlikle söylerlerse, hem sizin masraflarınızı ben karşılayacağım ve hem sizinle birlikte gidip o üç bakıcının ayaklarının altını öpeceğim diye yemin ettim.

Ancak.. Sizin sorunuza göre hemen bir büyü hikayesi uydururlarsa, onların yalancı ve sahtekâr olduklarına inanır mısınız? dedim. Kabul edip gittiler. İki saate varmadan dönüp geldikleri zaman, ellerinden gelse o üç bakıcıyı boğup öldüreceklerdi.

Çok şükür yalancıların mumu sönmüş ve bir aile yuvası yıkılmaktan kurtulmuştu. Sıkıntıdan kurtulması için beş vakit namazını vaktinde ve güzelce kılmasını ve her gün yüz defa " Lailahe illa ente sübhaneke inniy küntü minezzalimin" duasını okumasını tavsiye ettim.

tomorhoca.com

0 Comments:

Post a Comment