------

Modern Dünyanın Temelini İslam Alimleri Attı



Avrupa’nın 19. yüzyılda bile Müslümanların 10. yüzyılda ulaştıkları bazı bilgilere ulaşamadığını söyleyen Sezgin; “Belki ancak 20. yüzyılda ulaştılar” diye konuştu.

Ünlü tarihçi Prof. Dr. Fuat Sezgin İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde verdiği konferansta, "Türk aydınları, dini, ilerlemenin önündeki en büyük engel olarak kabul ettiler ve bu suretle din düşmanlığı yaptılar. Yıllarca yaptığım çalışmalarla dinin ilerlemenin önünde bir engel olmadığını görüyorum" dedi. Sezgin, "İslamiyet, çöl Araplarını, göçebe Türkleri ve ateşperest İranlıları bilim üreten toplumlar haline getirmiştir" şeklinde konuştu.

İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘Bilimler Tarihi Açısından Türkiye’ye Bakış’ isimli konferansta konuşan dünyanın en ünlü ilimler tarihçileri arasında gösterilen Prof. Dr. Fuat Sezgin, modern dünyanın temelini İslam alimlerinin attığını söyledi. Bilimler Tarihinde Müslümanların yerinden bahseden Prof. Dr. Fuat Sezgin, 19. yüzyılda dahi Avrupa’daki bilimsel gelişmelerin temelinde Müslümanların olduğunu kabul eden ve olaya gayet hümanistçe yaklaşan bilim adamlarının olduğunu ifade etti.

AVRUPA, İSLAM ALİMLERİNİN SEVİYESİNE BİN YIL SONRA ULAŞABİLDİ

Sezgin; “Birçok Batılı ilim adamının fedakarca çalışmaları ile yerleşik Rönesans’ın Doğu’ya bakışı sarsıldı. Mesela Batı’da şöyle bir söz söyleniyordu: ‘Doğu’da şu ana kadar hiçbir insan 2. dereceden bilinmeyenli denklemleri bilemedi.’ Hâlbuki Müslümanların daha 11. yüzyılda 2. dereceden değil 3. dereceden bilinmeyenli denklemlerin sadece çözümünü değil, sistematiğini dahi yaptıkları ortaya çıktı. Avrupalı matematik tarihçisi Johannes Tropfke, Descartes’lerin yeni bulduklarını zannettikleri konuları Hayyam’ın çok önceden yazdığını, aradan geçen zamanda Avrupalılar’ın boşuna çaba gösterdiğini yazmıştı. 11. asrın ilk yarısında İbni Heysem bir optik problemini dördüncü dereceden bir denklemle çözdü. Küçük bir yanlışlıkla Latinceye de çevrilen problem Avrupalıları ‘Problema Alhazeni’ adı altında 13. asırdan 19. asra kadar uğraştırdı. Avrupalılar İbnül Heysem’in çözümünü ancak 19. yüzyılda kavrayabildi. 11. asrın sonlarında Hayyam’ın üçüncü dereceden denklemleri sisteme bağlayan kitabının benzeri, Avrupa’da 17. asırda Rene Descartes, Frans Van Schoooten ve Edmund Halley tarafından yazılabildi” diye konuştu.

Üniversiteye başladığı zaman bir derste hocasının dünya matematiğinin en iddialı isimleri arasında 4 Müslüman alimini saydığını ifade eden Prof. Sezgin; “0 gece devrim gecem oldu. Sabaha kadar uyuyamadım. Türkiye’den İslam Bilimleri diye bir şey olmadığını öğrenerek gelmiştim. Zihnimde İslam Medeniyetine dair hiçbir şey yoktu. Hocamız ise bize dünyanın en etkili matematikçilerinin Müslümanlar olduğunu söylüyordu. Sonra bu alana girdim” dedi. Müslümanların, bilgi merkezlerinden aldıkları bilgileri önce muhteşem bir şekilde geliştirdiklerini söyleyen Sezgin; “Sonra yeni bilimler ortaya çıkarttılar ve sonra da bugünün birçok biliminin temellerini attılar” ifadelerini kullandı.

AVRUPA’DA 19. YÜZYILA KADAR BİR COĞRAFYA İLMİ YOKTU

Avrupa’nın daha 18. yüzyıllara kadar İslam dünyasından gelen haritaları kopyaladığını belirten Sezgin; “Aslında Batı’da 19. yüzyıla kadar coğrafya yoktur. Sebebi de şudur: Doğu’da coğrafya Allah’a ulaştıran bir yoldur. Müslüman coğrafya ile yaratıcıyı keşfe çıkar, fakat Batı’da coğrafya teolojinin bir yardımcısıdır. Bunu sadece ben söylemiyorum, Avrupalılar da bunu ifade ediyorlar” şeklinde konuştu.

DİN ASLA BU DURAKLAMANIN SEBEBİ VEYA SONUCU DEĞİLDİR

Avrupa’nın 19. yüzyılda bile Müslümanların 10. yüzyılda ulaştıkları coğrafya bilgisine ulaşamadığını söyleyen Sezgin; “Belki ancak 20. yüzyılda ulaştılar” diye konuştu. Bugünkü Avrupa’yı kilisenin kurduğunu dile getiren Sezgin; “İslam bilimlerini Batı’ya taşıyan da papazlardı. 500 yıl boyunca yarım yamalak çevirilerle bu eserleri Batı’ya ulaştırdılar” dedi.

Dinin asla bu duraklamanın sebebi veya sonucu olmadığını söyleyen Sezgin; “Bunun çok farklı nedenleri var. Batılılar şimdi gözleri kamaştırıyorlar, fakat İslam dünyası da kendi değerlerinin farkında değil. Herkeste bir kompleks hakim. Birileri bu coğrafyadaki tüm geriliği İslam’da buluyor. Bu çok büyük bir yanlıştır. Bizim halkımız Müslüman’dır. Birileri ise İslam’ın geriliğe neden olduğunu savunuyor ve bir aşamadan sonra bu durumu İslam düşmanlığına dönüştürdüler. Bu yanlış yoldan bizi kurtaracak perspektife 20. yüzyılda sahip olmamamız normaldi belki ama şimdi bu artık normal değil. Ben bir Bilimler Tarihçisi olarak İslam davetçisi değilim, lakin İslam’ın bu geriliğe neden olmadığını iyi biliyorum” diye konuştu.

HESSEN ÖDÜLÜNÜ REDDETTİĞİM İÇİN YAHUDİ DÜŞMANLIĞI İLE SUÇLANDIM

Son yıllarda eski Batılı insaf sahibi araştırmacıların ulaştığı derinliğe ulaşılamadığını dile getiren Sezgin; “Gelişen imkanlara rağmen derinlik azaldı, ufuklar daraldı. Maalesef 300 yıldır yapılagelen tüm çalışmalara rağmen Rönesans’ın o yanlış bakışı da yıkılamamıştır” dedi. Diğer taraftan Sezgin, M. Mustafa Uzun’un; “Hessen Kültür Ödülü'nü, İsrail yanlısı Salomon Korn'la beraber aynı ödülü alamayacağınızı belirterek reddettiniz. Bu onurlu tavrınız nedeniyle bir tepki gördünüz mü?” şeklindeki sorusuna da; “Bazı Siyonist örgütler beni Yahudi düşmanlığı ile suçladılar. Aynı zamanda Siyonist karşıtı bir Yahudi kuruluşu ise tebrik etti. Ben bir bilim adamıyım ve bu tür konularda hassasiyetimi koyarım. Ben insan olmanın bir gereğini yerine getirdim ve bu yoldan geri adım da atmam. Sadece Hessen Kültür Ödülü'nü veren kurumun başkanı ile görüştük, şaşırdığını dile getirdi ve ben de ona gerekli açıklamayı yaptım. Başka kimseye de hesap verme durumum yoktur” diye cevap verdi.

PROF. DR. FUAT SEZGİN KİMDİR?

Prof. Dr. Fuat Sezgin dünyanın en ünlü ilimler tarihi uzmanlarından. Halen Almanya’daki Goethe Üniversitesi Arap-İslam Bilimleri Enstitüsü Direktörü. Dünyada bu alandaki en önemli kaynak eser olan ve 12 cilde ulaşan İslam İlimleri Tarihi adlı kitabı Türkçe’ye çevrilmediği için ülkemizde bilinmiyor. 27 Mayıs askeri darbesinde sağcı denilerek 147’likler listesine sokuldu ve üniversiteden atıldı. İslam bilginlerinin eserlerinden okuyarak yeniden yaptırdığı 800 icadı Frankfurt ve İstanbul’da teşhir eden Sezgin’e göre bunlar kitaplarda yer alan icatların yüzde biri bile değil. Bilimler tarihi açısından dünyanın sayılı otoritelerinden biri olan Sezgin; Süryanice, İbranice, Latince ve Arapça dahil, 27 dili çok iyi derecede biliyor.

0 Comments:

Post a Comment