------

Tıbb-ı Nebevi Açısından Gıda ve Sağlığımız



Gıda (besin), sözlüklerde beslenme vasfı olan her türlü madde, azık, canlıların yaşaması ve varlığını sürdürmesi için gerekli olan şeyler olarak tanımlanmaktadır.

Sağlıklı olmak en büyük nimetlerden biridir. Çünkü dünyayı ve ahireti kazanmak ancak sağlıklı olmakla mümkündür. Peygamber (as) sağlık hakkında şöyle buyurmuşlardır:

“Sizlerden her kim vücutça sağlıklı; canından ve malından korkusuz ve huzurlu; günlük yiyeceği de yanında olarak sabahlarsa, sanki dünyanın bütün nimetleri kendisinde toplanmış gibi olur.”

Bir diğer hadislerinde de:

“İnsanlar şu iki şeyde aldanmıştır; bunlar sağlık ve boş vakittir.” buyuruyor.

Ölçü ve denge dini olan İslam, beslenme konusunda da aşırıya kaçmayı yasaklamış, bu konuda itidal üzere olmayı yani yeterli ve dengeli beslenmeyi emretmiştir.

Nitekim ilgili hadislerde de: “Acıkmadan sofraya oturmayınız. Sofradan tam doymadan kalkınız.”

“İnsanoğlu için tıka basa dolu mideden daha zararlısı yoktur.” buyurmuşlardır.

Çünkü yetersiz ve dengesiz beslenmek veya mideyi tıka basa doldurmak birçok hastalığa davetiye çıkarır.

Yediğimiz besinlerle sağlığımız arasında çok yakın bir ilgi vardır. Nitekim Hz. Peygamberimiz’den bu konuda çok sayıda hadis rivayet olunmuştur. Öyle ki bu hadisler Tıbb-ı Nebevî denilen kaynaklarda toplanmıştır. İşte bu hadislerden bazıları:

“İnsanoğlu midesinden daha zararlı bir kap doldurmamıştır. İnsanoğluna belini doğrultacak üç lokma yeterlidir. Eğer ille de fazla yemek isterse karnının üçte birini yemeğe, üçte birini içmeye, üçte birini ise nefes alıp vermeye (havaya) ayırsın.”

“İçinizde Allah’ın en nefret ettiği kişiler: Çok uyuyan, çok yiyen ve çok içen kimselerdir.”

“Birçok hastalığın sebebi çok yemedir.”

“Allah’a en sevimliniz az yiyenleriniz, vücutça da hafif olanlarınızdır.”

“Allah’ı zikrederek ve namaz kılarak yediklerinizi eritiniz. Yemeği yedikten sonra uyumayınız. Zira kalbiniz kararır. Yemekten sonra ise çok hareket etmeyiniz, bunun zararını görürsünüz.”

Bu hadislerden de anlaşılacağı üzere birçok hastalığın sebebi olarak fazla yiyip içme gösterilmektedir. Şöyle ki, solunum hastalıkları, damar tıkanıklığı ve sertliği, safra taşları, kalp yetmezliği, horlamalar, varis(damar genişlemesi) ve varis yaraları, karın fıtıkları, bağırsak hastalıkları, âdet bozuklukları, kısırlık vb. daha pek çok hastalığın temel sebebi mideyi tıka basa doldurmaktır.

Gerçekten de mide dolunca, insan vücudundaki kanın büyük bir kısmı, diğer organlardan çekilerek, yenilenleri sindirmek için karın bölgesine pompalanır, bu durumda mide ve kalp civarındaki damarlarda kan yoğunlaşır. Diğer organlardaki kan, belli ölçüde çekilip azalarak gerekli gıda ikmali yapılmadığından insanda gevşeklik ve uyku durumu hâsıl olur. Çünkü bu durumda beyne de az kan gitmektedir. Beyin fonksiyonlarını tam olarak yerine getirmez.

Akşam yemeğini az yiyerek boş mide ile yatmak sağlık için en uygun olanıdır. Mide doluyken yatılırsa, akşam yenilen bütün yemekler hâlen midededir ve hazmedilip bağırsaklara geçmiş değildir. Böylece mide asidi, yediğimiz gıdaların üzerinde biriktiğinden baskı yaparak, yukarı yemek borusuna doğru çıkar ve sonuçta mide rahatsızlıklarına zemin hazırlanmış olur.

Mideyi tıka basa doldurmanın bir diğer olumsuz yönü ise, kanın mideye yönelmesi sonucu uykunun tatmin edici olmayışı ve tam olarak dinlenemememizdir. Bütün bunlar için alınacak en iyi tedbir Hz. Peygamberimiz (as)’ın: “Bütün hastalıkların başı çok yemektir. İlaçların başı ise diyettir.” “Oruç tutun ki sıhhat bulasınız” vb. daha pek çok mübarek tavsiyeleridir.

Maalesef, bugünkü geleneksel beslenme alışkanlığımız birçok hastalığın temel sebebidir. Bunlardan biri de meyveyi yemekten sonra yememizdir. Meyveler, en kolay ve çabuk sindirilen/hazmedilen yiyeceklerdir. Meyveyi, yemekten önce yersek yaklaşık 20 dakikada sindiririz. Meyveyi yemekten sonra yersek, diğer gıdalarla karıştığı için, hazmı zorlaşır. Hatta fermante (mayalanma) olup, önce karbonhidrata sonra alkole bile dönüşebilir. O halde meyveyi Hz. Peygamber (as)’ın sünnetine uygun olarak, yemekten önce yersek sağlığımız açısından çok daha faydalı olur.

Kur'an ve Hadislerde Geçen Gıdaların Temel Özellikleri:

- Temiz ve helal olması (Bakara 216, 172; Maide 5/5, 87-88; Enam 6/118-119, 142; Nahl16/114)

- İnsan vücuduna uygun olup sindirimleri kolaydır.

- Besleyici ve lezzetlidir.

- Sağlığa faydalı ve şifa verici bir özelliğe sahiptirler. Birçok hastalıktan korunmayı sağlar. Yazımızın başında da değindiğim gibi hangi gıdanın hangi hastalığa iyi geleceği ile ilgili hadisler, nebevî tavsiyeler, “Tıbb-ı Nebevî” kaynaklarında toplanmıştır. Bugün artık, modern tıpta da Tıbb-ı Nebevî’nin önemi anlaşılmıştır.

- Vitamin bakımından zengin ve enerji deposudurlar.

- Dengeli ve sağlıklı beslenmemiz için gerekli olan her şey muhtevasında mevcuttur.

Sonuç itibariyle şunları söylemek gerekirse: Allah (cc), insanoğlunu kendisine halife yapmış, başta gıdalar olmak üzere her şeyi insanın hizmetine ve emrine sunmuştur. Bizlere düşen bu gıdaların helal ve temiz olanlarından afiyetle yemek, sonrasında bunları yaratan ve rızık olarak veren (El Rezzak) Hak Teâla’ya şükretmektir.

0 Comments:

Post a Comment